29 Mart 2014 Cumartesi

HEMEN SONRA DENİZ




İnsanı çağırır deniz. Kendiliğinden hisseder bazı insanlar bu çağrıyı. Bazıları da denizin çağrısını duyar ve elini tutar sevdiği insanın. Gidiyoruz der biri. Diğeri nereye demez. Deniz de bilir onların kendine geleceğini. Deniz insanın elindeki damar, gözündeki hare kadar yakındır bazı insanlara. Bazı insanlara deniz kokmak yakışır. Bizim kahramanlarımızı deniz çağırmıştır. Bizim kahramanlarımız deniz kokmakta ve deniz gibi bakmaktadırlar birbirlerine.
Diğerinin nereye demeye gerek duymadığı beraber çıkılan yolculukta hava da su da gıda da deniz özlemidir. Başlarını kaldırıp baktıkları gökyüzündeki yıldızlar da denizdir. Yere eğilip kokladıkları çiçek de denizdir. Yolda karşılaşılan bilge de denizden çıkmıştır ve onlara doğru gelmektedir. Deniz uzakta ya da yakında değildir. Deniz yerde ya da gökte değildir. Radyoda çalan şarkı deniz kokuyorsa ya da okuldan dönen bir çocuğun elleri denizi andırıyorsa suç kimsenin değildir.
Diğerinin gidelim dediği yolculuklarda varış yeri deniz gibi gözükse de aslında yola çıkma düşüncesidir deniz. Yolda kalmakta, kaybolmakta, kahrolmakta sakınca görmeyen kahramanlarımız için deniz haritalarda değil şiir kitaplarında gösterilebilir. İnsanın kendisine açılabildiği başka bir insanın gözlerine baktıktan hemen sonradır deniz. İnsanın kendisini özgür ve özel hissettiği tek insanın yanında gülümsedikten hemen sonradır deniz.  Kendini uzaklara kaçırmak istediğinde diğeri kal der ve sen gitmezsin ya ondan hemen sonradır deniz.
Aklımın fikrimin deniz olduğunu söyleyenlere bu öykünün içinden gülümser ve anlamamış gibi yaptığınız için teşekkür ederim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder