5 Mart 2015 Perşembe

Rüya ya da Gerçek


Munch’un çığlık resmini  bilirsin demiştim. Sessizce yüzüme bakmıştı uzun süre. Sessizce konuşmuştu ellerim. Ellerimin arasına aldığım başımı görmüştü. Onun elleri yüzünde geziyordu. Yüzüne sanki yeni bir yüz çizer gibi…
Alnında düşünceler geziyordu ağır ağır. Alnıma bir güvercin konmuştu.
Bir rüya mıydı bu? Uyanmaya gayret ettim ama kaç rüyanın içinden çıkabileceğim konusunda tahmin yürütemiyordum. Birinci rüyadan çıksam ikinciden çıkabilecek miydim bilmiyordum.
Bilirsin bazen insan kendini bir rüyadan çıkarırken daha derin bir rüyaya dalabiliyor. Rüyaların iç içe geçmişliği karşısında benim aklım oldum olası şaşkın. Rüyalardan konuşalım mı diye soramadım ve yutkundum. Yutkunduğumu duydu.
Yüzüne yeni bir yüz çizer gibi olan elleri şimdi masada bir kağıt parçası arıyor. Keşke bir kağıdım olsa diyorum ve ona hemen uzatabilsem. Kağıdım, kalemim ve çakmağım yok. Yanımda çantam yok. Yanımda şemsiye, şapka, yağmurluk yok.
Ellerim ellerime yeni bir el çizebilse…
Bir elim diğer elime bakıyor şaşkın.
Masanın altına düştü kağıt. Belli ki bu bir rüya. Kağıdı yerden alsam ve ona uzatabilsem diye geçiriyorum içimden ama eğilemiyorum yere.
İnsan bazen bir rüyada olduğunu bilerek konuşuyor, yutkunuyor ve en içinden en uzağa doğru haykırabiliyor. İnsanın biraz gücü olsa yere eğilecek, kağıdı uzatacak.
Bu kesinlikle bir rüya. Ona yazdığım mektupları masanın üstüne bırakıyorum. Munch mu diye soruyor o. 
Bir rüya ya da bir gerçek ama Munch ve o var. Ona mektup yazmadığım günler için özür diliyorum kendimden. Kağıt şimdi havada uçmaya başladı. Mektuplar da uçacak diye ödüm patlıyor. Korkuyorum ama korkunun ecele faydası yok. Eğer o mektupların üstüne bir ağırlık koymazsa mektuplar uçacak. Ben yüreğimden memnunum galiba. Mektupları ona verdim ve o okudu.

Sessizce başka bir rüyaya doğru gittiğimi sanacak kadar safım. Ben bir noktadan başka bir noktaya doğru eğilemiyorum ki ya da bir noktadan başka bir noktaya doğru fırlayamıyorum ki…

 Nasıl dışarı çıkarım diye düşünmeyi bıraktım. Rüya ya da gerçek…

Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder