18 Şubat 2016 Perşembe

Hayalet Olmamak

Beynimde çiçekler var. Beynimde deniz var. Beynimde o patlama sesi ile yıkılıyor kurduğum cümle, kurduğum düş, kurduğum ne varsa işte...Tekrar tekrar yıkılıyor, yamuluyor, yoruluyor beynim. Ankara'da adım atıyorum hayalet gibi. Hayalet olmak yani öyle şiddetli bir şekilde içselleştirip korkuyu kaybolmak...Kendinden kendini ve özgürlüğünü, sevgini ve ne varsa doğru dürüst olan içinde hepsini ama hepsini saklayarak dolaşmak. Beynim buna izin vermeyecek işte! Hayalet olmayacak bu beden, bu ruh ve bu Yasemin...Beynimde o bomba patlıyor tekrar tekrar. Hayalet gibi olmamızı isteyen bu düzen, bu sistem ya da neyse bu korku ile dolu şey ona doğru kararlılıkla ve inatla yürüyorum. Kimsin sen diyorum ona her boyun eğmemi bekleyen ve benim üstüme basacağını iddia eden konuşmalarında. Kimsin ki sen? Beni titreten tek şey aşktır. Benim iki büklüm olmamı bekleyen sen kimsin ki? Kimsin sen? Sürekli ve sürekli bir biçimde itaat bekleyen, yutan, sömüren kimsin!
Beynim anın kara olduğunu, hayatın kara olduğunu biliyor ve sana gözü kara bir biçimde soruyor kimsin ki sen! Hayalet gibi olmayacağım. Hepimizi hayalete çevirmek isteyip başaramadığını görünce öfkelenen sana inat beynimde kurulacak ne varsa kuracağım yeniden. Ölümle üstümüze üstümüze yürüyen sana inat öyle cümleler kuracağım ki korkacaksın hayallerimden, hayatımdan, aşkımdan, özgürlüğümden korkacaksın. Öyle çok korkacaksın ki ey düzen, sistem veya her ne isen veya kimsen beynin hayalete dönene kadar ben çalışacağım cümlelerle, renklerle, çamurla, kille, enstrüman ile...
Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder