18 Mart 2016 Cuma

"OLMAK YA DA OLMAMAK"






Gerçekten yaşamak, anı yaşamak değil midir olmak? Sahip olmaktan vazgeçip başkaldırarak taksit taksit ölmeye gerçekten nefes almak değil midir? Gerçekten nefes almaya karar verdim bu akşam Ödünç Yaşamlar sayesinde. Deniyordum ama şimdi daha farklı denemelerim de olacak ve daha kararlı da olacağım. Kaç santim kaldığı bizim yaşamımızı belirlemeli ama elalem ne der  baskısı değil!

Ali Poyrazoğlu'nu izlerken çok güldüm. Ağladım, ağlaya ağlaya çocukluğuma seslendim şöyle: Tiyatroyu tanımla. Senin tanımın bambaşka olabilir çocuk!

Ağlaya ağlaya gençliğime seslendim. İcat çıkar ulan!

Gülerek ve derin bir nefes alarak teşekkür ediyorum şimdi.

Alkış kutusuna her akşam alkışlar dolsun. Beyaz kelebekler sizi hiç yalnız bırakmasın. 

Şimdi öyle sarılıyorum ki kendime ve o kadar çok barışıyorum ki çocukluğumla, hatalarımla, sevmediğim her bir yanımla...

Şimdi dediğim zaman dilimini o denli kavrıyor ve hissediyorum ki elmayı sümüğüne katık eden kız çocuğu kadar musmutlu...Teşekkür ederim Ali Poyrazoğlu!

Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder