31 Ağustos 2016 Çarşamba

Anılar Kitaplığı


Fatoş Umman Canborgil'e,

Öyle güzel anlatıyordu ki yavru fille karşılaşmasını… İşin aslı o ne zaman bir anısını anlatsa ben ona hayran kalıyordum. Kıvrak bir zekanın cümlelerinin içinden geçe geçe hayattan tat alma yetimi geliştiriyordum onu dinlerken. Ayrıntıların güzelliği, bakışın farklılığı, derinliğin sadeliği ile karşılaşıyor ve bu karşılaşmaları çok ama çok seviyordum. Hocam bir daha anlatır mısınız diye soruyordum ve o da beni kırmıyordu.

Bu cümle böyle mi kurulur, bir anı bu kadar efil efil mi olur, bu hayat böyle mi okunur diye hayretler içinde kalıyordum. İçinde kaldığım hayret ve hayranlık aslında kulağıma küpe oluyordu. Demek ki yaşam sevincini abartacaksın diyordum. Demek ki kızarmış ekmek kokusu ile bir öykü başlayabilir. Demek ki pencereyi açmanın bile bir şiiri olabilir.

Sihirli dokunuşlarla insan kendisine ve sevdiklerine şifa verebilir. Sözcükleri ustaca kullanarak insan bir başka insanı yaşanmaya değer şeyler olduğuna ikna edebilir. Sözcükleri ustaca kullanabilmek ise ustaca yaşamaya bağlı bir şey…

Tıkandığım, kıvrandığım anlarda yavru fil ile karşılaştığınız anı hatırlıyorum ve önce çekine çekine gülmeye başlıyorum. “Bu burada dursun” diyorum yaşadığım sıkıntı için. Cepte, anladım, yaşadım der gibi bu burada dursun. Gelsin yeni anlamlar, yeni deneyimler ve gelsin başımızı döndüren, ayaklarımızı yerden kesen karşılaşmalar.

Neşeli bir şekilde dans ederken görmedim onu ama hayal edebiliyorum.

Dilin şiire döndüğü an diyebilirim onun konuşması için. Etrafındaki her eşya, dokunduğu her biçim dans ediyor sanki.

Bir daha anlatır mısınız hocam? Şu geçen gün mama verdiğiniz kedinin bakışlarını ya da helikopter anısını? Anıların adı olurmuş, sizden öğrendim. Sizin anlattıklarınızı içimde inşa ettiğim bir kitaplığa yerleştirirken “ yavru fil anısı”nı apayrı tutuyorum. Kitaplığın en üst rafında tek başına duruyor ve keyfi yerinde. Onu diğerlerinden ayırdım çünkü o acil durumda ulaşmam gereken en sevdiğim anınız.

Bir daha okur musunuz hocam? Telaffuzda zorlanıyorum. Sizden duya duya dilim döner belki hayata.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder