29 Ağustos 2016 Pazartesi

Telaşe Müdürünün Dileği



Kıvamına gelmişti gece. Yalnızlığın üzerine şiir sürüyordum. Anıların içini açarak içimi ısıtıyordum. Diğer pencerelerden gelen ışıklar yavaş yavaş sönerken huysuz bir çocuk gibi tutturuyordum: O ana beni ışınla Tanrım!
Meşgul de olsam, başım kalabalık da olsa, ağrım sızım da olsa  yüzüm güleç, inadım inattır. Yüzüm güleç, dikkatim dağınık, biraz da sakarım. Yine de direksiyonu bana verdi hayat baba. Kaza yapabilirsin ama ölmek yok demesinin üzerinden seneler geçti.
Kıvamına gelmişti gece. Dilediğim tek şey vardı. Sokaktan geçen araba sesleri azalırken masum bir çocuktum ve tutturuyordum: O ana beni ışınla Tanrım!
Telaşe müdürü derler bana. Yaza yaza sildiğim kötü huylarım var. Yaza yaza dönüştürdüğüm sessizlik var. Yaza yaza denediğim cümlelerin bana sitemi var. Telaşe müdürü demekte haksız da sayılmazlar. Ne derlerse desinler sevildiğimi de hissettirirler.  Yaza yaza o telaşe müdürlüğünden istifa etmek isterim.
Kıvamına gelmişti gece. Tanrının o an “bir, iki, üç” diye saydığını duyuyordum. Onunla anı saklambacı oynayacağımızı biliyordum. İtiraz ettim. O gece oyun oynamak istemiyordum. Tanrı böyle itirazlara alışkın değildi. Biraz ısrar etti oyun konusunda. Ben inadım inat, yüzüm güleç tutturdum: Beni o ana ışınla Tanrım!
Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder