Asuman’ı derneğimiz
sayesinde tanıdım. O özel, zeki ve duygusal bir insandı. Birlikte çok güzel
anlar paylaştık. En yakın arkadaşım oldu kısa zamanda. Geçmiş zamanlı kurduğum
bu cümleler sanki cümle değil de bana acımasız gerçeği yani onunla paylaşacaklarımızın
bittiğini söyleyen işaretler sanki. Asuman’ın yaşama sevgisi, gülümsemesi ve
özel soruları sayesinde ben hem ona dair hem de kendime dair çok şey öğrendim.
Her zaman her konuda sohbet edebilirdik ama onun yaşama bakışı farklı olduğu
için sohbetlerimiz de bu farklılıktan etkilenirdi. Bana en çok kızdığı konu ona
bir konuda süper diye yorumda bulunmam olurdu. Süper sözcüğü ona abartılı
gelirdi. Birbirimizle açık açık konuşabildiğimiz için kırgınlıklarımız
küskünlüğe, dargınlığa dönüşmedi diye düşünüyorum. Beraber operaya gittik, film
izledik, Kuğulu Park’ da sohbet ettik, fotoğraf çektik. İlginç sorular sorardı
bana ve sorduğu her ilginç soruda ikimizin de yaşama sevgimizi güçlendirirdi.
Fotoğraf derslerinde yaptığı yorumlar, derslerdeki varlığı, çektiği
fotoğraflar, yazdığı yazılar bana hep özel olduğunu düşündürürdü.
Onu sevdiğimi hem de çok
sevdiğimi biliyordu demiyorum. Şu anda da biliyor. Ben de onun beni sevdiğini
biliyorum. İnsan en sevdiklerinden birini kaybedince anılar ona şifa
olabiliyor. O beni aradığında heyecanlanırdım. En son dernekteki yılbaşına
geleceği zaman beni arayıp kırmızı elbisemi giyeyim mi demişti. Ben de “giy ama
üşüme” demiştim. Kırmızı elbisesi ona çok yakışıyordu. Annesi ile beraber yemek
yaptığı zaman mutlu olduğunu, puzzle yapmaktan hoşlandığını, kitap okumak
istediği halde çok okuyamadığını, şarkılar dinlediğini ve özellikle Zülfü
Livaneli’nin Sevdalım Hayat şarkısını sevdiğini, dua etmenin kendisine iyi
geldiğini, ellerinin titremesine aldırmadan çok güzel resimler yaptığını
biliyorum. Özel bir iç dünyası vardı ve özel iç dünyasını bana zaman zaman öyle
öz bir şekilde ifade ederdi ki ona hayran olurdum.
Salonumdaki bir dolapta
onun bana verdiği beyaz gül durur…O gün nasıl da mutlu etmişti beni… Hiç
beklemediğim bir anda gelen o beyaz gül dostluğumuza dair çok şey söyledi ve
söylüyor. Birlikte yaşadıklarımız fotoğraflarda, o beyaz gülde, zihnimde,
yüreğimde canlanıyor ve anlıyorum ki ikimizin birbirimize hep ihtiyacı olacak.
Sen gitmiş olabilirsin, vedalaşmamış olabiliriz ama inan bana sen çok özel iç
dünyanla çok güzel yaşadın bu hayatı ve birlikte olduğumuz anlarda bana çok şey
öğrettin Asuman. Seni çok özlüyorum şu anda ve biliyorum ki bu özlem bazen ince
ince bazen de şiddetli bir biçimde sürecek.
Sen hayatın sevdalısı, arkadaş
canlısı dostumsun.
Yasemin Şenyurt
28.01.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder