15 Ocak 2017 Pazar

Kendime Doğru Şeyler Söylemek-2





Yüzümdeki tuhaf çağrışımları nereye saklayacağımı bilemiyordum. Nereye saklarsam saklayayım bir şekilde görünür olmaları çıldırtıyordu. Çıkarımlar, çıkarımlar, çıkarımlar sonucunda onların görünür olduklarına kanaat getirmiştim. Bu nedenle ya da bambaşka bir nedenle gözlerime, kulaklarıma, burnuma güvenemez olmuştum. Dünyaya ilişkin verileri bana onlar sağlıyordu sağlamasına ama ya beni aldatıyorlarsa diye düşündüğümde hangisinin en güvenilir olduğunu düşünmem gerektiğini de hissettim.
Yaşam dediğimiz şey başlı başına aldatıcı da olabilirdi. Kendimizi ölüm anına kadar yanılsamalarla oyalıyor da olabilirdik. Öyle olduğunu varsaysak bile bir hazineye benzeyen anlar, olanaklar ve tutkularla çevrili olduğumuz gerçekti.
Anlar, olanaklar, tutkular sayesinde kendime doğru şeyler söyleyebilirdim. Duyularıma, algılarıma, kurgularıma, belleğime doğru şeyler söylersem yüzümdeki çağrışımları saklama ihtiyacı hissetmezdim.
Anların içindeki olanakları görebildiğime göre kendime doğru şeyler söyleyebilirdim.
Kendimi mutfağa çağırdım ve dedim ki: “ Şiire dönüşecek zihnin”
Sonra salona çağırdım ve dedim ki: “ Adımlarınla anlamlı bir cümle yazabilirsin”
Kendimi bir akvaryumda hayal ettim ve dedim ki: “ Belki atlayacağın  yer okyanustur.”
Atladığında karaya düşsen de belki sen karada da yaşayabilirsin. Belki, belki, belki diye yankılandı sesim.
Kendimi lahana bir bebek olarak hayal ettim ve dedim ki: “Pembe kokmak zorunda değilsin.”
Kendimi bir robot olarak düşündüğümde dedim ki: “ Kahkahaların ve kalbin olduğunu kimse inkar edemez.”

Ne olursam olayım kendime doğru şeyler söyleyebilirdim.

İçinde sözcükler olan bir dünyada anlam her gün tehlikede de olsa kendime doğru ve anlamlı şeyler söyledikçe her bir sözcük yüreklenecek ve kendine doğru şeyler söylemeyi isteyecekti.
Sözcük benim için anlamı olan harflerden değil anlamdan ve tutkudan yapılmıştır.
Sözcük, anlam ve tutkudur.
Cümle, anlam ve tutkudur.
Kendimi salıncaktan indirdim.
Kendime bir defter aldım.
Okumak, yazmak, düşünmek ve yüzümdeki çağrışımları daha çok görmek için.
Kendime doğru şeyler söylerken sık sık devrik cümleler kurdum. Devrik cümlelerim sayesinde sevdiğim şu yaşamın aldatmaca olduğunu söyleyenlere daha ciddi cevaplar verebiliyordum ama daha da güzeli beni gerçekten dinlemek ve anlamak isteyenlerin olduğunu hissediyordum.
İnsan kendine doğru şeyler söyleyebilirse başkalarının da kendilerine doğru şeyler söyleyebileceğine inanır ve bu inanç umuttur, tutkudur, anlamdır.
Yasemin Şenyurt
15.01.2017
Ankara


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder