15 Mayıs 2017 Pazartesi

devin çantası




Sözcüklerin sözcükleri kovaladığı bir günde doğmuş olmalıyım. Sözcükler sözcükleri kovalar ve sevinçli çığlıklar atarken gözümü açınca dünyada ilk gördüğüm şey deftermiş, kalemmiş, silgiymiş. Her insanın can simidi olurmuş. Benim de can simidim sözcüklermiş. Günler güm güm ederken, geceler pır pır geçerken annem bana yarım kalan masallar okurmuş, tamamlamamı istermiş, ağlamam cümle kurunca geçermiş. 
Hiç oyuncağım olmamış. Kalemlerim olmuş, kalemlerimin adları olurmuş, yaşları olmazmış. Annem şu tükenmez kalemi getir dediğinde “anne onun adı ukala kalem” dermişim. Babam bu hallerime gülermiş, kardeşim ciddi ciddi mama yermiş. 

Bir gün odamdan içeri bir dev girmiş, “seni dünyaya götüreceğim” demiş ve ben onu çok sevmişim. 

Senin adın ne dev diye sorunca devin yüzü asılmış, ağladı ağlayacakmış. Dayanamamışım ve onun dizlerinin üstüne çıkmışım, yanağına dokunmuşum, saçlarını sevmişim. Dev yavaş yavaş gülümserken onun çantasını fark etmişim. “Beni bu çantada götürmeyeceksin değil mi?” demişim. Ağladım, ağlayacakmışım, dev dayanamamış, “ Bu çantada çok seveceğin kanatlar var” demiş. “Kuşlardan mı çaldın yoksa?” sorusunu öfkeme yenilerek sorunca dev yeniden gülümsemiş. “Sen sözcükleri çok seversin, değil mi?” demiş. Heyecanlanmışım. Bu kanatları senin için özel olarak tasarladım demiş dev ama nasıl kullanacağımı benim hayal gücüme bırakmış. 

Gökten üç kalem düşmüş. Gökten düş üç kalem. Kalem düşmüş gök üçten.

        Yasemin Şenyurt
         2017
          Ankara