23 Aralık 2017 Cumartesi

şair şansı




nergisler güzeldi
çılgınlık kokuyorlar ve 
çılgınlığı sevdiriyorlardı

nergisler karşı çıkıyordu
bütün boyun eğişlere
yutkunuşlara

nergisler 
bir saatin çalışmamasını
güzel buluyorlardı

bir takvim yaprağına dökülen çay lekesini 
şiire dahil ediyorlardı

kirpiklerde saklı ne varsa
nergislere açardı içini
bir çocuk gülümserdi o zaman
çerçeveden

ne kadar çılgınlık kokladığımızı kimse sormazdı
şair şansıydı bu

kimse şairleri tanımazdı
kağıdın kokusundan habersizlerdi üstümüzdeki
mürekkep lekelerini anlamazlardı

çekip çekip alırdı bizi 
edip cansever
kalabalıklardan

"ne çıkar siz bizi anlamasanız da" 
tekrar ediyordum bunu 
o kadar çok tekrar ediyordum ki
konuşamaz oldum
saklandım
şair şansıydı bu
kimse bulamazdı 

çekip çekip alırdı bizi nergisler
kuru gürültüden
aklı başında olmaktan kurtulurduk

şair şansıydı bu
atlardık denize
ver elini
orman
ver elini
yaprak
ver elini sincap

şair şansıydı bu

yasemin şenyurt
14.12. 2017
ankara
21.13

22 Aralık 2017 Cuma

benim diyebildiklerim





Benim
pırıltılı sözcüklerim var
kendimi bildim bileli
küsüm mücevherlere

Benim
yaralı cümlelerim var
içten bildim bileli
küsüm gösterişli şeylere

Benim 
kedilerim var
miyavlarken hüzünlü
patilerine küsemem

Benim
kitaplarım var
kokularıyla sarhoşum
anılarıyla zengin

Yetiyor da artıyor
Gözlerimden yaş geliyor 
Çay da demleniyor
Şarkılar da söyleniyor
Başımı soktuğum evde

Zor değil mi diyorlar
Zor ve güzel
Zor ve değer
Zor ve çok güzel

yasemin şenyurt
22.12.2017
saat: 21.06

21 Aralık 2017 Perşembe

Kar Kış Dinlemeden





Şizofreni Penceresinden Hayat Etkinliği'nde yer alacak tüm arkadaşlarıma: 

kendime bir uçurtma
kalbimden
şarkısı hürriyetten

şehrime bir panayır
cambazı şair
şarkısı aşktan

kendime bir elma şekeri 
sana da 
ısırdıkça deniz tadı

şehrime bir kütüphane
memuru şair
mimarı şair

kendime bir oyun
şimdi güneş oluyorum
kar kış dinlemeden

yasemin şenyurt

20 Aralık 2017 Çarşamba

kendine ait bir gökyüzü



kendine ait bir gökyüzüm var 
söylesem inanmazsınız

örmüşüm saçlarımı
açmışım
dalgalanmış kendiliğinden

kendine ait bir gökyüzüm var
ne para geçiyor burada
ne koltuğun önemi var

yaşadığım odaların hepsinden mavi
hepsinden kırmızı
lilaların en sıcağı

aklıma esiyor
bir yıldız çiziyorum koyu beyaz
ecza dolabı yok burada
giysi dolabı ne arasın

aklıma esiyor yıldızın yanına oturuyorum
saatlerce belki
belki günlerce
konuşuyorum

bu gökyüzünde sevimli bir kirpi 
aksi bir sincap dost oldular geçen gün
şarkı söylüyorlar sürekli
ne arasın masa
tabure ve çay bardağı

bu gökyüzü olmadan 
nasıl yaşamışım bilemedim
aşk, umut, özgürlük haykırışlarıyla uyanıyorum
burada

garip oldu içim şimdi
odalar
salonlar
koridorlar 
ne kadar çıkmaz 

nasıl anlaşılmaz
trafik kuralları
nasıl zor
her an kaza oluyor

denize benzetiyorlar ama yanılıyorlar
bütün denizlerden derin gökyüzüm
hem bir kırmızı balık da geldi geçen gün
kirpi ile sincabın şarkısını duymuş

ben konuşmayı bıraktım 
şarkılar söylüyorum
her şey şarkıya dönüştü

yasemin şenyurt

10 Aralık 2017 Pazar

şair burada neden bahsediyor



en güzel sokağını biliyorum bu şehrin
çayın nerede demlendiğini
şairin nasıl sustuğunu
denizin ne zaman özlendiğini
biliyorum 

yine de kimse sormaz bana
sormak akıllarına gelir de
ben gelmem

yetişiyorum
durmadan yetişiyorum
kapandı kapanacak kitabevi
yetişiyorum

şu kitap yoktur ama
belki de vardır
o belki yok mu
yoktur kesin

o belki yok mu
gözlerime yetişir
 inatçı mı inatçı 

şair burada neden bahsediyor
umutlu mu sizce

 
keşke  şaire sorsaydık bu şehrin en güzel sokağını
bize eşlik ederdi
tarifi imkansız o sokağa doğru

şiir burada biterken
bir vapur müzesi hayali ile
sigaraya başlıyoruz
ankara'da
sene iki bin on yedi

sahiden 
vapurlar
neden
güzel

yasemin şenyurt
2017
ankara

6 Aralık 2017 Çarşamba

sarhoş




öyle zordu ki konuşmak
yağmurca susuyorduk
heceliyorduk karanlığı
gözyaşlarını yutmaktan geliyordum
ufak tefektim
kendime iyi bakıyordum
arada sırada şiirlere dalıyordum
balık şişesinde rakı bulutu oluyor
sarhoşum demiyordum asla

bir rüyanın içinde ceviz 
cevizin içi prenses 
prensesin kalbi hasta
böyle masal olmaz 

böyle hayat olur sanki
böyle şiir nergis 
kendinde kaybol
yeni bir dilek

saati kuruyor
fare
saati kırıyor sarhoş
yapıştırıyor saati marangoz
marangozun kalbi de sait faik

hiç üfleme boşuna
şikayet eder gibi
saat çalıyor
uyan ve koş
kendine kötü kötü bak istersen
istersen güneşe küs
kaktüs mü
o nereden çıktı

bu bir aşk şiiri değil
şekerin içinde eriyen buz
çaya karışan müjde
kaşığın sırtındaki dert
sarhoş değilim

şşşşşşt diyor vapurdaki resim öğretmeni
susun
bir martıya veriyor en sevdiği rengi
martı o renkle kafayı buluyor
sarhoş değiliz ki
ne martı
ne siz 
ne de biz

bulmaca gibi konuşma
tekerleme ağzını
şşşşt diyor şair
prenses iyi mi
cevizin içindeki
bilinmez
marangoz iyi mi
ağlıyoruz
neden olacak
rüya görmeye başladık
yeniden

her adımında dans ediyordu
tıpış tıpış
ona gidiyordu
ona akıyordu
ona bakıyordu
sahnede herkes onu yalnız izliyordu
durdu bir an
dansın en yoğun anıydı
durdu
herkes ona bakıyordu
durdu
öyle çok durdu ki
öyle duru 
öyle doğru
durdu ki 
şiir

dönüşüyordu 
hayretler içinde 
lacivert bir balık şişesinde
rakı bulutuna dalmış
şiir